Lösemi ve lenfoma her ikisi de kan kanserleri grubuna girer; ancak kökenleri ve gelişim süreçleri birbirinden farklıdır. Lösemi kemik iliğinde başlar ve anormal beyaz kan hücrelerinin aşırı üretimi ile sağlıklı hücrelerin yerini almasına yol açar bağışıklık sistemini zayıflatır. Lenfoma ise lenfatik sistemde gelişir ve lenf düğümlerinde kötü huylu lenfositlerin birikmesiyle katı tümörler oluşturur. Bu iki hastalık benzer belirtiler gösterebilir; ancak lösemi anemi ve sık enfeksiyonlarla öne çıkarken lenfoma daha çok şişmiş lenf düğümleri ve gece terlemeleri ile kendini gösterir.
Lösemi ve Lenfomanın Kökenleri Nelerdir?
Lösemi ve lenfoma bağışıklık sisteminin farklı hücrelerinden kaynaklanan kanserlerdir. Lösemi kemik iliğinde bulunan ve kan yapımını sağlayan kök hücrelerdeki mutasyonlarla başlar. Bu mutasyonlar kök hücrelerin kontrolsüz bir şekilde bölünmesine yol açar. Akut miyeloid lösemi (AML) ve akut lenfoblastik lösemi (ALL) gibi lösemi türleri bu kontrolsüz bölünme sürecinin farklı türlerdeki hücrelerde gerçekleşmesiyle oluşur.
AML’de NPM1 ve FLT3 gibi genlerdeki mutasyonlar sık görülür. ALL ise lenfoblast adı verilen genç lenfositlerdeki değişimlerden kaynaklanır ve özellikle çocukluk döneminde daha sık görülür.
Lenfoma ise lenfatik sistemin kanseridir ve lenfositlerin kötü huylu dönüşümüyle ortaya çıkar. Bu dönüşüm lenfositlerin olgunlaşma süreçlerindeki bozulmalardan kaynaklanır. Lenfomada farklı alt türler bulunur; bunlar köken aldıkları lenfosit türüne göre değişir.
Hodgkin lenfoma Hodgkin ve Reed–Sternberg hücrelerinin varlığıyla karakterize edilir ve B hücrelerinden kaynaklanır. Diğer lenfoma türleri B veya T hücrelerinin olgunlaşma evrelerindeki genetik değişikliklerle gelişir.
Lösemi ve Lenfoma Vücudu Nasıl Farklı Etkiler?
Lösemi ve lenfoma vücutta farklı etki mekanizmalarıyla ilerleyen iki kanser türüdür. Lösemi kan hücrelerinin üretildiği kemik iliğinde başlar ve anormal beyaz kan hücrelerinin kana karışmasıyla vücutta sistemik etkiler yaratır. Bu durumda kemik iliğindeki sağlıklı hücrelerin üretimi azalır bu da hastada çeşitli sağlık sorunlarına yol açar. Anemi enfeksiyon direncinde azalma ve kanama riskinin artması löseminin yaygın etkilerindendir. Ayrıca lösemi hücreleri karaciğer dalak gibi organlara yayılabilir ve burada büyümeye neden olabilir.
Lenfoma ise lenf düğümleri veya lenfatik dokularda katı tümörler oluşturarak kendini gösterir. Genellikle boyun, koltuk altı, kasık gibi bölgelerde ağrısız lenf düğümü şişlikleriyle belirti verir. Bunun yanı sıra lenfoma lenf sistemi dışındaki organlara da yayılabilir ve burada farklı belirtiler oluşturabilir. Mide-bağırsak sistemi, cilt, beyin ve kemikler gibi organlarda etkiler yapabilir.
Lenfomada ise B semptomları olarak bilinen yüksek ateş gece terlemeleri ve kilo kaybı gibi sistemik belirtiler hastalığın daha agresif seyrettiğine işaret eder. Her iki hastalık da bağışıklık sistemini baskılayarak vücudu zayıflatırken lenfomada lenf düğümlerinde şişlik öne çıkarken lösemide kan hücrelerinde ve organlarda yayılma belirgindir.
Lösemi ve Lenfomanın Yaygın Belirtileri Nelerdir?
Lösemi ve lenfoma bazı ortak belirtiler taşısa da kendilerine özgü farklı semptomlar da gösterir. Her iki hastalıkta görülen ortak belirtiler, kansızlık ve vücut direncindeki düşüş nedeniyle ortaya çıkan yorgunluk, sık sık tekrar eden ateş, uyku sırasında meydana gelen gece terlemeleri ve hızlı kilo kaybıdır. Bu belirtiler vücudun kansere karşı genel tepkileri arasında yer alır ve her iki hastalıkta da yaygındır. Ancak lösemi ve lenfoma hastaları farklı özgün belirtiler de gösterirler.
Her İki Hastalıkta Ortak Belirtiler:
- Yorgunluk
- Ateş
- Gece terlemeleri
- İstemsiz kilo kaybı
Lösemiye özgü belirtiler arasında beyaz kan hücrelerinin işlev bozukluğu ve sayısındaki azalma nedeniyle sık enfeksiyon geçirme durumu öne çıkar. Ayrıca lösemi hastalarının pıhtılaşma sorunları yaşaması sebebiyle kolayca morarma ve kanama gibi sorunlar ortaya çıkar. Kemik iliğinin zorlanması ile oluşan kemik ağrıları genellikle bacaklarda hissedilir. Anemiye bağlı olarak cilt renginde solgunluk da lösemi hastalarında sık görülen belirtiler arasındadır.
Lösemiye Özgü Belirtiler:
- Sık enfeksiyonlar
- Kolay morarma ve kanama
- Kemik ağrısı
- Solgun cilt rengi
Lenfomada ise ağrısız lenf bezi şişlikleri en belirgin işarettir. Özellikle boyun, koltuk altı ve kasık bölgelerinde görülen bu şişlikler lenfoma hastalarının dikkat çeken belirtilerindendir. Ayrıca nedeni belirsiz bir kaşıntı, göğüs bölgesinde basınç hissi veya ağrı ve karın bölgesinde dolgunluk hissi lenfomaya özgüdür.
Lenfomaya Özgü Belirtiler:
- Ağrısız lenf bezi şişliği
- Kaşıntı
- Göğüs ağrısı veya basınç hissi
- Karın ağrısı veya şişlik
Bu iki hastalık benzer belirtiler gösterse de tedavi ve seyrinde önemli farklılıklar barındırır.
Lösemi ve Lenfoma Nasıl Teşhis Edilir?
Lösemi ve lenfoma teşhisinde farklı yöntemler kullanılır; bu yöntemler hastalığın türüne, yayılımına ve belirtilerin niteliğine göre belirlenir. Lösemi teşhisinde en yaygın yöntemlerden biri tam kan sayımıdır; burada beyaz kan hücrelerinde belirgin bir artış gözlemlenirken kırmızı kan hücreleri ve trombositlerde azalma görülebilir. Ayrıca periferik yayma ile olgunlaşmamış beyaz kan hücreleri olan blastlar incelenerek hastalığın varlığı anlaşılabilir. Kesin tanı için kemik iliği aspirasyonu ve biyopsisi kullanılarak löseminin alt türü saptanır. Lösemi teşhisinde kullanılan başlıca yöntemler şunlardır:
- Tam Kan Sayımı
- Periferik Yayma
- Kemik İliği Biyopsisi
- Akım Sitometrisi
- Sitogenetik ve Moleküler Testler
Lenfoma teşhisinde fizik muayene ilk adımdır; lenf bezlerindeki büyüme veya dalak ve karaciğerde genişleme kontrol edilir. Tanı kesinleştirmek için lenf bezi biyopsisi yapılır ve bu örnekler histolojik incelemeye tabi tutulur. Görüntüleme yöntemleriyle lenfomanın yayılım durumu anlaşılır ve evresi belirlenir. Sistemik yayılım şüphesi olduğunda kemik iliği biyopsisi yapılabilir. Kan testleri LDH seviyelerindeki artış ve kansızlık gibi belirtilerle lenfoma varlığını destekler. Lenfoma teşhisinde uygulanan temel yöntemler şunlardır:
- Fizik Muayene
- Lenf Bezi Biyopsisi
- Görüntüleme Yöntemleri
- Kemik İliği Biyopsisi
- Kan Testleri
Lösemi ve lenfoma teşhisinde kullanılan tüm bu yöntemler hastalığın doğru bir şekilde sınıflandırılması ve etkili bir tedavi planının oluşturulması için önemlidir.
Lösemi ve Lenfoma İçin Hangi Tedavi Seçenekleri Mevcuttur?
Lösemi ve lenfoma hastalığın türüne ve hastanın sağlık durumuna göre çeşitli tedavi yöntemleriyle yönetilen kan kanseri türleridir. Tedavi sürecinde kanserin tipi, hastalığın ilerleyişi ve hastanın tedaviye yanıtı gibi faktörler göz önünde bulundurulur. Lösemi ve lenfoma tedavisinde kullanılan yöntemler şunlardır:
Kemoterapi:
- Hızla bölünen kanser hücrelerini hedef alır
- ALL’de birkaç aşamalı tedavi; remisyon, konsolidasyon ve bakım
- AML’de yoğun indüksiyon kemoterapisi
- CLL’de yavaş ilerleyen süreçte rituksimab, fludarabin, siklofosfamid
- DLBCL için R-CHOP protokolü
Radyoterapi:
- Yüksek enerjili ışınlarla kanser hücrelerini yok eder
- Hodgkin Lenfoma’da erken evre hastalarda kemoterapiden sonra uygulanır
- NHL’de lokalize tümörler için veya belirli semptomları hafifletmek amacıyla kullanılır
İmmünoterapi:
- Bağışıklık sistemini güçlendirerek kanser hücrelerini hedef alır
- Monoklonal antikorlar; rituksimab, CLL ve bazı lenfomalarda etkilidir
- Kontrol noktası inhibitörleri; pembrolizumab ve nivolumab, dirençli Hodgkin Lenfoma’da kullanılır
- CAR T Hücre Tedavisi; T hücrelerini kanseri tanıyacak şekilde modifiye eder, B hücreli lenfoma ve bazı ALL türlerinde etkilidir
Hedefe Yönelik Tedavi:
- Kanser hücrelerinin büyüme mekanizmalarını hedefler
- Tirozin kinaz inhibitörleri; imatinib, dasatinib, KML’de kullanılır
- BTK inhibitörleri; ibrutinib, CLL ve manto hücreli lenfomada etkilidir
Kök Hücre Nakli:
- Hasarlı kemik iliğinin sağlıklı hücrelerle değiştirilmesi işlemi
- Otolog nakil; hastanın kendi kök hücreleriyle yapılır, özellikle yüksek doz kemoterapi sonrasında tercih edilir
- Allojenik nakil; donörden alınan hücrelerle yapılır, yüksek riskli ya da tekrarlayan durumlar için uygundur
Klinik Araştırmalar ve Yeni Tedavi Seçenekleri:
- Yeni ilaçlar ve kombinasyonlar üzerinde sürekli araştırmalar yürütülür
- Hastalar klinik çalışmalara katılarak yenilikçi tedavilere erişim sağlar

Doç. Dr. Mahmut Bakır Koyuncu, Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi (İngilizce Tıp) mezunudur. İç Hastalıkları uzmanlık eğitimini ve ardından Hematoloji yan dal uzmanlığını Mersin Üniversitesi’nde tamamlamıştır. Eğitim sürecinde MD Anderson Cancer Center’da Moleküler Biyoloji ve Genetik alanında çalışmalar yapmış ve Weill Cornell Medicine, New York’ta Kemik İliği Nakli ve Hücresel Tedavi Ünitesi’nde görev almıştır. Türkiye’de Mersin Üniversitesi Hematoloji Bilim Dalı, Mersin Şehir Hastanesi ve Adana Şehir Hastanesi Hematoloji ve Kemik İliği Nakil Ünitesi’nde hematoloji uzmanı olarak çalışmıştır. Temmuz 2023’ten itibaren Mersin’de VM Medical Park Hastanesi’nde hasta kabul etmektedir.

