
Multipl Miyelom (MM)
Multipl Miyelom kemik iliğinde baş gösteren bir kan kanseri türüdür. Hastalık anormal plazma hücrelerinin aşırı üremesiyle belirginleşir. Bu hücreler fazla miktarda monoklonal protein üretirler. Sonuç olarak kemiklerde yıkım böbrek hasarı ve anemi gibi ciddi sağlık sorunları ortaya çıkar. Ayrıca yüksek kalsiyum seviyesi de görülebilir.
Hastalık sessiz evrelerden belirgin semptomlar göstermeye başlayana kadar ilerler. Günümüzde çeşitli hedefli tedavi yöntemleri bulunsa da multipl miyelom sıklıkla nüks eder ve tam anlamıyla iyileştirilemez. Bu durum tedavi yöntemlerinin geliştirilmesi gerektiğini göstermektedir.
Tanım | Plazma hücrelerinin (antikor üreten beyaz kan hücreleri) anormal ve kontrolsüz şekilde çoğalmasıyla karakterize edilen bir kan kanseri türüdür. Bu hücreler kemik iliğinde birikir ve normal kan hücrelerinin üretimini engeller. |
Nedenleri | Kesin nedeni bilinmemekle birlikte, genetik yatkınlık, yaş, obezite, radyasyon maruziyeti, bazı kimyasallar (örneğin benzen) ve kronik enfeksiyonlar gibi faktörler risk artırabilir. |
Belirtiler | Kemik ağrısı (özellikle sırt ve kaburgalarda), tekrarlayan enfeksiyonlar, yorgunluk (anemi), böbrek yetmezliği, kemiklerde zayıflama ve kırılmalar, yüksek kalsiyum seviyeleri (hiperkalsemi), kilo kaybı |
Tanı Yöntemleri | Kan testleri (tam kan sayımı, M-proteini ve serbest hafif zincir testi), idrar testi (Bence-Jones proteinleri), kemik iliği biyopsisi, görüntüleme testleri (X-ray, MRI, PET/CT) ile kemik hasarı değerlendirmesi |
Tedavi Yöntemleri | Hedefe yönelik tedavi (bortezomib, carfilzomib), immünoterapi (daratumumab, elotuzumab), kemoterapi (melphalan), kök hücre nakli (otolog nakil), radyoterapi (kemik ağrısı için), kortikosteroidler (dexametazon) |
Yan Etkiler | Yorgunluk, mide bulantısı, enfeksiyon riski, böbrek fonksiyon bozuklukları, kan hücrelerinde düşüş, sinir hasarı (nöropati), osteoporoz, kemik ağrısı ve kırık riskinde artış |
Süre | Multipl miyelom kronik bir hastalıktır; tedavi genellikle uzun süreli olup, hastalık alevlenme ve remisyon dönemleri ile seyreder. Tedaviye bağlı yanıtlar kişiden kişiye değişir. |
Kullanılan İlaçlar | Bortezomib, carfilzomib (proteazom inhibitörleri); lenalidomid, pomalidomid (immünomodülatör ilaçlar); daratumumab, elotuzumab (monoklonal antikorlar); dexametazon (steroid) |
Avantajları | Yeni nesil hedefe yönelik tedaviler ve immünoterapilerle yaşam süresi uzayabilir ve hastalığın kontrolü sağlanabilir. Kök hücre nakli, uygun hastalarda uzun süreli remisyon sağlayabilir. |
Dezavantajları | Tedaviye rağmen hastalık nüksedebilir; sürekli tedavi gerektirebilir ve ilaçların ciddi yan etkileri olabilir. Multipl miyelomun tamamen iyileşmesi zordur, bu nedenle yaşam kalitesini artırmaya yönelik tedaviler ön plandadır. |
İzlem ve Kontrol | Düzenli kan testleri (M-proteini, serbest hafif zincir testi), kemik iliği biyopsileri, kemik hasarını izlemek için düzenli görüntüleme testleri ve böbrek fonksiyonlarının değerlendirilmesi gereklidir. |
Alternatif Tedaviler | Klinik araştırmalar (CAR-T hücre tedavisi, yeni hedefe yönelik tedaviler), deneysel ilaçlar, kök hücre nakli kombinasyonları |

Doç. Dr. Mahmut Bakır Koyuncu
Mersin doğumlu, YKAL mezunu. 2011 yılında Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesinden mezun olmuştur. İç Hastalıkları anadal ve Hematoloji yandal eğitimlerini Mersin Üniversitesi Tıp Fakültesinde tamamlamıştır. 2008 yılında MD Anderson Cancer Center’da moleküler biyoloji ve genetik alanında çalışmış, 2020 yılında New York Presbyterian Hospital’da kemik iliği nakli ve hücresel tedaviler ünitesinde çalışma imkanı bulmuştur. Türkiye’ye döndükten sonra sırasıyla Mersin Şehir Hastanesi ve Adana Şehir Eğitim ve Araştırma Hastanesinde çalışmıştır. 2022’de Hematoloji alanında Doçent Doktor unvanı almıştır. Temmuz 2023’ten beri Mersin Medical Park Hastanesinde çalışmaktadır.
Multipl Miyelom Nedir?
Multipl Miyelom anormal monoklonal immünoglobulin üretimiyle tanımlanır. Bu hastalık plazma hücrelerinin kontrolsüz proliferasyonunu içerir ve ciddi organ hasarlarına sebep olabilir. Sıklıkla hiperkalsemi böbrek problemleri anemi ve kemiklerde ağrılı litik lezyonlar gibi semptomlarla kendini gösterir.
Dolayısıyla tanı konulduğunda hızlı ve etkin tedavi önem arz eder. Bu tedavi süreci hasarı minimuma indirgemek ve yaşam kalitesini artırmak için kritiktir. Ayrıca erken teşhis hastalığın ilerlemesini yavaşlatabilir ve daha iyi sağlık sonuçları sunabilir. Bu nedenle Multipl Miyelom hematolojik bozukluklar arasında özel bir yer tutar ve dikkatle yönetilmesi gerekir.
Multipl Miyelom Nedenleri Nelerdir?
Multipl Miyelomun kesin nedeni henüz anlaşılamamıştır. Ancak genetik değişikliklerin önemli bir faktör olduğu bilinmektedir. Özellikle 14. kromozomda meydana gelen translokasyonlar ve promotör genlerdeki mutasyonlar bu hastalığın gelişiminde etkili olabilir. Diğer yandan NRAS, KRAS ve BRAF gibi onkogenler de plazma hücrelerinin kontrolsüz çoğalmasına yol açar.
Hastalığın oluşumuna etki eden çevresel faktörler arasında obezite, aşırı alkol tüketimi ve belirli kimyasallara maruz kalmak da yer alır. Örneğin böcek ilaçları, organik çözücüler, Ajan Turuncu ve radyasyon gibi unsurlar da riski artırabilir. Bu nedenler hastalığın anlaşılmasında ve tedavi yöntemlerinin geliştirilmesinde kritik rol oynar.
*En iyi şekilde geri dönüş yapabilmemiz için tüm alanları doldurmanızı öneririz.
Multipl Miyelom Ne Kadar Yaygındır?
Multipl miyelom Amerika Birleşik Devletleri’nde her yıl teşhis edilen kanser vakalarının yaklaşık %1.8’ini oluşturarak nispeten nadir görülen bir hastalıktır. Bu kanser türü genellikle yaşlı nüfusta karşımıza çıkar ve tanı anındaki ortalama yaş 70 civarındadır. Hastalık erkeklerde kadınlardan biraz daha yaygındır; erkek-kadın oranı 1.4:1 şeklindedir. Özellikle Afrika kökenli Amerikalılar ve siyah popülasyon beyazlara göre iki kat daha fazla bu hastalığa yakalanma riski taşır. Hastalık belirgin bir etnik ve cinsiyet dağılımına sahiptir.
Multipl Miyelom Sırasında Neler Olur?
Multipl miyelom başlangıçta monoklonal gammopati olarak bilinen ve genellikle zararsız olan bir durumdan kaynaklanır. Bu evre plazma hücrelerinin kontrolsüz çoğalmasıyla karakterize edilir. İlerleyen süreçte bu hücreler monoklonal immünoglobülinler üretir ve bu proteinlerin birikimi çeşitli sağlık sorunlarına yol açar. Hastalığın ilerlemesiyle plazma hücrelerinin sayısı artar ve bu durum kemik iliği işgaline ve aşağıdaki sonuçlara neden olur:
- Anemi, lökopeni ve trombositopeni gibi kan değerlerinde düşüşler görülür. Bu durum kırmızı kan hücreleri, beyaz kan hücreleri ve trombositlerin azalmasından kaynaklanır.
- Renal tübüler hasar sonucu böbrek yetmezliği riski artar. Monoklonal immünoglobülinlerin birikimi böbreklerde hasara yol açar.
- Hiperviskozite sendromu nörolojik bozukluklar ve kanamalarla sonuçlanabilir. Artmış protein miktarı kanın aşırı yoğunlaşmasına neden olur ve bu durum kan dolaşımını zorlaştırır.
Ayrıca multipl miyelom sürecinde kemik yapısında ciddi değişiklikler meydana gelir:
- Kemik mikroçevresindeki değişiklikler osteoklast aktivasyonunu tetikler ve osteoblastları baskılar.
- Bu süreç, kemik kaybına ve sonrasında kemik ağrılarına veya kırıklara neden olur.
Bu hastalıkta etkili olan çeşitli moleküler ve hücresel mekanizmalar vardır. Bu mekanizmalar içinde genetik değişiklikler sitogenetik lezyonlar ve hücreler arası etkileşimler öne çıkar:
- Genetik değişiklikler plazma hücrelerinin anormal çoğalmasına neden olur.
- Eklenen sitogenetik lezyonlar hastalığın ilerlemesinde önemli rol oynar.
- Hücre içi sinyal yolları kemokinler ve interlökinler gibi faktörler miyelom hücrelerinin çoğalması ve hayatta kalmasını destekler.
Multipl Miyelom Mikroskobik İncelenmesi
Multipl miyelomun mikroskobik incelemesi hastalığın tanısında kritik bir rol oynar. İlk olarak kemik iliği aspirasyonu ve biyopsisi yapılarak elde edilen örneklerde plazma hücreleri dikkatlice incelenir. Bu hücrelerin oranı ve morfolojisi miyelomun varlığını ve evresini belirlemek için değerlendirilir. Plazma hücreleri genellikle hipersellüler kemik iliğinde yoğun olarak bulunur ve bazen periferik kanda da görülebilir. İmmünohistokimya yöntemi ile bu hücrelerde belirli proteinler tespit edilir. Bu proteinler şunlardır:
- İmmünoglobulinler sitoplazmada ve bazen hücre yüzeyinde.
- Miyelom hücrelerinin tipik olarak pozitif olduğu antijenler; CD56, CD38, CD138 ve CD319.
- CD19 ve CD45 ise genellikle negatiftir.
Plazma hücrelerinin farklı morfolojileri aşağıdaki gibi sıralanabilir:
- Olgun plazma hücreleri; büyük eksantrik çekirdekli ve bol bazofilik sitoplazmaya sahiptir.
- Plazmablastlar; düşük çekirdek-sitoplazma oranı ve gevşek kromatine sahiptir.
- Alev hücreleri; ateşli kırmızı sitoplazmaya sahiptir.
- Mott hücreleri; çok sayıda sitoplazmik damlacık içerir.
Ayrıca klonalite, kappa veya lambda hafif zincir kısıtlaması ile doğrulanır.
Detaylı bilgi ve randevu için iletişime geçin!
Multipl Miyelom Belirtileri Nelerdir?
Multipl Miyelom belirtileri oldukça çeşitli ve karmaşık bir kanser türüdür. Bu rahatsızlık özellikle yaşlı yetişkinlerde görülen ve kemik iliğindeki anormal plazma hücrelerinin kontrolsüz çoğalmasıyla karakterize edilir. Hastalık genellikle sinsi bir şekilde ilerler ve çeşitli ciddi komplikasyonlara neden olabilir.
Hastalar sıklıkla aşağıdaki belirtileri yaşarlar:
- Kemik ağrısı: Osteolitik lezyonlar nedeniyle meydana gelir ve patolojik kırıklarla ilişkilendirilebilir.
- Anemi: Bu durum genellikle yorgunluk solukluk ve çarpıntı şeklinde kendini gösterir.
- Böbrek fonksiyon bozukluğu: Artan kreatinin seviyeleri ve potansiyel böbrek yetmezliği riski taşır.
- Yüksek kalsiyum seviyeleri: Kemik demineralizasyonundan kaynaklanır ve susuzluk sık idrara çıkma gibi semptomlara yol açabilir.
Hiperkalsemi hastaların genel sağlık durumunu olumsuz etkileyebilir ve çeşitli semptomlara neden olabilir. Bunlar arasında karın ağrısı bulantı ve kusma bulunur. Ayrıca bu durum zihinsel değişikliklere ve genel bir sağlık bozulmasına katkıda bulunabilir.
Böbrek yetmezliği gelişimi de MM ile sık karşılaşılan bir durumdur. Bu ödem, asidoz ve elektrolit dengesizliklerine yol açabilir. Anemi genellikle kemik iliği yer değiştirmesi sonucu ortaya çıkar ve mevcut kalp yetmezliği veya anjina durumlarının kötüleşmesine sebep olabilir.
Nadir görülen diğer komplikasyonlar arasında periferik nöropati ve karpal tünel sendromu yer alır. Bu durumlar amiloidozun bir göstergesi olabileceği için detaylı bir inceleme gerektirir. Ayrıca hiperviskozite semptomları da görülebilir ve bu durum acil tıbbi müdahale gerektirir.
Son olarak Multipl Miyelom hastaları enfeksiyonlara karşı daha savunmasızdır. Özellikle pnömoni ve piyelonefrit gibi tekrarlayan enfeksiyonlar bu hastaların sağlık durumlarını ciddi şekilde etkileyebilir.
Multipl Miyelom Nasıl Teşhis Edilir?
Multipl Miyelom teşhis süreci hastalığın karmaşık doğası nedeniyle dikkatli ve kapsamlı bir yaklaşım gerektirir. Bu süreç çeşitli testler ve incelemeler içermekte olup hastanın durumuna göre belirlenir. Bu kapsamda yapılan detaylı laboratuvar testleri ve görüntüleme yöntemleri hastalığın varlığını ve yayılımını belirlemede önemli rol oynar.
İlk adım genellikle tam kan sayımı ve biyokimyasal testlerdir. Bu testlerle hastanın genel sağlık durumu değerlendirilir ve belirli anormallikler saptanabilir:
- Diferansiyel sayımlı tam kan sayımı
- Trombosit sayımı
- BUN, kreatinin, elektrolitler
- Albümin ve kalsiyum seviyeleri
Bunun yanı sıra hastalığın biyolojik işaretçileri de incelenir:
- Serum LDH
- Beta-2 mikroglobulin
- Serum immünoglobulinleri
- Serum protein elektroforezi (SPEP)
- Serum immünofiksasyon elektroforezi (SIFE)
İdrar analizleri de MM teşhisinde kullanılır ve bu testler böbreklerdeki hasarı ve protein kaçağını ortaya çıkarabilir:
- 24 saatlik proteinüri
- İdrar protein elektroforezi (UPEP)
- İdrar immünofiksasyon elektroforezi (UIFE)
Ayrıca serum serbest hafif zincir (FLC) testi hastalığın aktif olduğunu ve organ hasarı riskini gösterir. Bu test özellikle hafif zincir miyelomu durumlarında yararlıdır.
Görüntüleme yöntemleri hastalığın kemikler üzerindeki etkilerini ve kemik iliği tutulumunu gösterir. Bunlar arasında düşük doz tüm vücut BT, PET-BT ve radyolojik incelemeler yer alır. Bu yöntemler osteolitik lezyonları ve diğer kemik değişikliklerini tespit eder.
Kemik iliği biyopsisi ve aspirasyonu tanı sürecinde son derece önemli bir yöntemdir. Bu işlemle elde edilen örnekler immünohistokimya akış sitometrisi ve sitogenetik analizler için kullanılır. Ayrıca plazma hücrelerinin genetik analizi için FISH testi uygulanabilir:
- Plazma hücre FISH analizi
Teşhis süreci belirli kriterlere dayanarak hastalığın varlığını ve evresini sınıflandırır. Bu kriterlerden CRAB klasik belirtileri içerir:
- Yüksek serum kalsiyum seviyesi
- Böbrek yetmezliği
- Anemi
- Osteolitik kemik lezyonları
2014 yılında tanımlanan ve hastalığın daha erken safhalarında organ hasarını belirlemede kullanılan SLiM CRAB kriterleri ise şunlardır:
- Kemik iliği plazma hücre oranı %60 veya daha fazla
- Serum serbest hafif zincir oranı 100’e eşit veya daha büyük
- MRG’de 5 mm’den büyük birden fazla fokal lezyon
Multipl Miyelom Nasıl Tedavi Edilir?
Multipl miyelomun tedavisinde birkaç temel yaklaşım bulunur. Her bir hasta için tedavi planı risk değerlendirmesi ve kök hücre nakli uygunluğuna göre belirlenir. Hastalığın ciddiyeti ve hastanın genel sağlık durumu tedavi seçeneklerini şekillendirir.
İlk olarak hastalar belirli tedavi protokollerine tabi tutulur. Bu tedaviler genellikle indüksiyon tedavisi kök hücre toplama ve otolog kök hücre nakli şeklinde sıralanır. İndüksiyon tedavisi hastalığın ilerlemesini yavaşlatmak ve kök hücre nakline hazırlık amacıyla uygulanır. Indüksiyon tedavisinin ardından kök hücreler mobilize edilir ve toplanır.
Otolog kök hücre nakli hastanın kendi kök hücrelerinin kullanıldığı bir işlemdir. Bu yöntem genel sağkalım oranlarını artırabilir. Nakil işlemi hastalığın kontrol altına alınmasında kritik bir rol oynar.
Tedavi sürecinde kullanılan bazı önemli ilaç kombinasyonları şunlardır:
Yüksek riskli hastalar için:
- Daratumumab, bortezomib, lenalidomid ve deksametazon dörtlü kombinasyonu
- Otolog kök hücre nakli takiben proteazom inhibitörü bazlı idame tedavisi
Standart riskli hastalar için:
- Bortezomib, lenalidomid ve deksametazon üçlü kombinasyonu
- Otolog kök hücre nakli sonrası lenalidomid ile idame tedavisi
Nakil için uygun olmayan hastalar da özel tedavi protokollerine tabidir. Bu hastalara uygulanacak tedavi rejimleri hastalığın ilerlemesini yavaşlatmak ve yaşam kalitesini artırmak için tasarlanmıştır. Nakil dışı tedavi seçenekleri şunları içerir:
Yüksek riskli hastalar:
- VRd (bortezomib, lenalidomid, deksametazon) rejimi 8 ila 12 kür
- Bortezomib bazlı idame tedavisi
Standart riskli hastalar:
- 8 ila 12 kür VRd rejimi ardından lenalidomid ile idame tedavisi
Ayrıca bazı durumlarda daratumumab, lenalidomid ve deksametazon (DRd) kombinasyonu da kullanılır. Bu kombinasyon özellikle bortezomib bazlı tedavilere uygun olmayan hastalar için faydalı olabilir.
Tedavi süreci boyunca hastalar düzenli olarak değerlendirilir. Hastanın yanıtı ve tedaviye toleransı devam eden tedavi yöntemlerinin ayarlanmasında önemli bir rol oynar. Her tedavi döngüsü sonrası hastanın durumu değerlendirilir ve gerekli görülürse tedavi protokolleri güncellenir.
Dikkate Alınması Gereken Diğer Durumlar Nelerdir?
Multipl Miyelom tanısı belirsiz semptomları olan bir hastalık olduğu için karmaşık bir süreçtir. Diğer benzer hastalıkların dışlanması doğru tanı ve etkin tedavi için kritik önem taşır. Multipl Miyelom ile karıştırılabilecek durumlar aşağıdaki gibidir:
Belirsiz Anlamlı Monoklonal Gammopati (MGUS)
- Serumda monoklonal protein miktarı 3 g/dl altında.
- Kemik iliğinde plazma hücre oranı %10 altında.
- Organ zararı gözlemlenmez.
Sinsi (Smoldering) Multipl Miyelom
- Serumda monoklonal protein miktarı 3 g/dl veya daha fazla.
- Kemik iliğinde %10 ile %59 arasında plazma hücresi bulunur.
- Herhangi bir organ hasarı bulunmaz.
Soliter Plazmasitom
- Yalnızca bir bölgede plazma hücrelerinden oluşan lezyon.
- Kemik iliği normal seviyededir.
- Tek lezyon haricinde herhangi bir pozitif bulgu yoktur.
Waldenstrom Makroglobulinemi
- Kemik iliğinde lenfoplazmasitik lenfoma mevcut.
- Monoklonal protein olarak IgM tipi tespit edilir, bu MM için atipiktir.
- MYD88 L265P mutasyonu varlığı sıklıkla görülür.
AL Amiloidoz
- Organlarda amiloid fibrillerinin birikimi gözlemlenir.
- Kemik iliğinde %20’den az plazma hücresi mevcuttur.
- Kongo kırmızısı boyası ile pozitif boyanma.
Multipl Miyelomun Evreleri Nelerdir?
Multipl Miyelomun evrelemesi hastalığın şiddetini ve prognozunu belirlemek için kullanılan birkaç sistemden oluşur. İki temel sistem Durie-Salmon ve Revize Uluslararası Evreleme Sistemi (R-ISS) olarak öne çıkar. Durie-Salmon uzun yıllar boyunca risk sınıflandırması için kullanılmış olup hastaları tümör yüküne hemoglobin ve kalsiyum seviyelerine idrarda bulunan monoklonal protein miktarına ve röntgenle görülen kemik hasarlarına göre sınıflandırır.
Hastaları I II ve III olmak üzere üç ana evreye ayırır. Ayrıca serum kreatinin seviyesine bağlı olarak A ve B alt gruplarına da ayırır. Bu sistem sübjektif ölçümler içerdiğinden tekrarlanabilirlik ve doğruluk açısından zorluklar yaşanabilir.
Daha güncel ve sağlam bilgiler sunan R-ISS ise şu şekilde evreleri tanımlar:
Evre 1:
- B2M 3.5 mg/L’den düşük
- Albümin 3.5 g/dL’ye eşit veya daha yüksek
- Normal LDH
- Standart-risk sitogenetiği
Evre 2:
- Ne evre 1 ne de evre 3 kriterlerini tam olarak karşılamayan durumlar
Evre 3:
- B2M 5.5 mg/L’den yüksek
- Yüksek-risk sitogenetiği [del(17p), ve/veya t(4:14), ve/veya t(14:16)]
- Yüksek LDH
Multipl Miyelom Görünümü Nasıldır?
Multipl miyelomun görünümü hastalığın evresi ve biyolojik özellikleri gibi çeşitli faktörlerle belirlenir. Prognozun belirlenmesinde kullanılan R-ISS evrelemesi birçok uluslararası çalışmanın verileriyle desteklenmektedir. Hastalığın evresi ilerledikçe genel sağkalım oranları düşmektedir. R-ISS sistemi ile yapılan evrelemeye göre:
- Evre I’de beş yıllık genel sağkalım oranı %82, progresyonsuz sağkalım oranı ise %55’tir.
- Evre II’de bu oranlar sırasıyla %62 ve %36 olarak belirlenmiştir.
- Evre III’te ise beş yıllık genel sağkalım %40, progresyonsuz sağkalım %24’tür.
Yüksek riskli sitogenetik anormallikler prognozu olumsuz etkileyen önemli faktörlerdendir. Özellikle bazı kromozomal translokasyonlar ve delesyonlar yüksek risk grubunda yer alır:
- t(4:14)
- t(14:16)
- t(14:20)
- 17p delesyonu
Bu genetik özelliklerin varlığı hem progresyonsuz sağkalım hem de genel sağkalım sürelerini önemli ölçüde kısaltır. Örneğin t(14:16) translokasyonu olan hastalarda progresyonsuz sağkalım süresi ortalama 2,1 yıl, genel sağkalım süresi ise 4,1 yıl olarak rapor edilmiştir. Son yıllarda kaydedilen terapötik ilerlemeler bu oranların gelecekte daha iyi olabileceğine işaret etmektedir. Ancak bu ilerlemelerin etkisi henüz tam olarak prognoza yansımamıştır.
Multipl Miyelomun Komplikasyonları Nelerdir?
Multipl Miyelom çeşitli ciddi komplikasyonlara yol açabilen bir kanser türüdür. Bu komplikasyonlar hastaların yaşam kalitesini önemli ölçüde düşürebilir ve tedavi süreçlerini karmaşıklaştırabilir. En yaygın komplikasyonlar arasında hiperkalsemi ve böbrek yetmezliği bulunur. Hiperkalsemi kemiklerden kalsiyumun kan dolaşımına aşırı salınımı ile karakterizedir. Bu durum çeşitli semptomlara neden olabilir:
- Yorgunluk
- Kabızlık
- Polidipsi
- Poliüri
- Konfüzyon
- Stupor
Böbrek yetmezliği hem akut hem de kronik formlarda görülebilir. Monoklonal hafif zincirlerin böbreklerde birikmesi nefrotik sendrom veya hiperürisemi gibi durumlar böbrekler üzerinde yük oluşturur. Böbrek yetmezliğinin ilerlemesi hastanın genel sağlık durumunu tehlikeye atabilir. Miyelom kemik hastalığı da önemli bir komplikasyondur.
Kemik yıkımı sonucunda kalsiyum kan dolaşımına karışır ve bu da kemik ağrısı, kırıklar ve omurilik basısına yol açabilir. Kemik iliği stromasından aşırı RANKL ifadesi osteoklastların aktivasyonunu tetikler. Enfeksiyon riski de multipl miyelom hastaları için önemli bir sorundur. Bu risk özellikle tedavinin ilk aylarında artar. Enfeksiyon riskini artıran etmenler şunlardır:
- Lenfosit fonksiyonunun bozulması
- Normal plazma hücresi fonksiyonunun baskılanması
- Hipogammaglobulinemi
- Kemoterapiye bağlı nötropeni
Enfeksiyonlar genellikle zatürre ve üriner sistem enfeksiyonları şeklinde görülür. Hastalarda nöropati de sıkça rapor edilir. Bu durum ilaç tedavisi veya hafif zincir birikimine bağlı olarak gelişebilir. Tromboz riski de artmıştır ve venöz veya arteriyel trombüs belirtileri göz önünde bulundurulmalıdır.
Hiperviskozite sendromu ise daha nadir görülen ancak ciddi bir komplikasyondur. Bu durum acil müdahale gerektiren çeşitli semptomlara neden olabilir. Hiperviskozitenin tedavisi genellikle plazmaferez ile yapılır.
Multipl Miyelom (MM) Tedavisi Olanların Yorumları
Doç. Dr. Mahmut Bakır Koyuncu'nun hasta yorumları için Google Maps'e göz atabilirsiniz.
Sıkça Sorulan Sorular
Multipl miyelomun kemik sağlığı üzerindeki etkileri nelerdir?
Multipl miyelom, kemik sağlığını ciddi şekilde etkiler ve hastaların %80’inden fazlasında osteolitik lezyonlar, osteoporoz ve patolojik kırıklarla kendini gösteren kemik hastalığı gelişir. Hastaların yaklaşık %33,4’ü patolojik kırık yaşarken, %0,6’sında omurilik basısı görülür. Bu iskeletle ilişkili olaylar (SRE) genellikle erken dönemde ortaya çıkar ve tanıdan sonraki medyan ilk SRE süresi 9,6 aydır. Kemik hedefli tedaviler, hastaların yaklaşık %42,3’üne uygulanır ve genellikle tanıdan yaklaşık 313 gün sonra başlatılır. Bu yüksek kemik komplikasyonu oranları, erken tanı ve tedavinin önemini vurgulamaktadır.
Bu hastalığın tedavisinde hedefe yönelik ilaçlar nasıl çalışır?
Hedefe yönelik tedaviler, multipl miyelomda (MM) malign plazma hücrelerinin hayatta kalması ve çoğalması için kritik olan belirli proteinleri veya yolları hedef alır. Daratumumab ve isatuksimab gibi monoklonal antikorlar, MM hücrelerinde yüksek düzeyde eksprese edilen CD38 proteinini hedef alarak, antikor-bağımlı hücresel sitotoksisite (ADCC), kompleman-bağımlı sitotoksisite (CDC) ve antikor-bağımlı hücresel fagositoz (ADCP) gibi mekanizmalarla hücre ölümünü tetikler. B hücresi olgunlaşma antijeni (BCMA) ise, antikor-ilaç konjugatları, bispesifik T hücre bağlayıcıları ve CAR T hücre tedavileri dahil olmak üzere tedavilerle hedeflenir ve bağışıklık sistemini spesifik olarak MM hücrelerine karşı yönlendirir. Bu tedaviler, bağışıklık sisteminin miyelom hücrelerini tanıma ve yok etme yeteneğini artırarak hasta sonuçlarını iyileştirmeyi amaçlar.
Multipl miyelom hastalarında görülen anemi nasıl yönetilir?
Multipl miyelom hastalarının %60-70’inde tanı sırasında anemi görülür ve bu durum genellikle kötü huylu plazma hücrelerinin kemik iliğini istila etmesi nedeniyle normal kırmızı kan hücresi üretiminin bozulmasından kaynaklanır. Anemi yönetiminde öncelikle miyelomun tedavisi hedeflenir ve bu genellikle anemiyi iyileştirir. Eritropoiez uyarıcı ajanlar (ESA’lar), örneğin epoetin alfa, kırmızı kan hücresi üretimini teşvik etmek için kullanılır ve klinik çalışmalar, ESA kullanan hastaların %73’ünün hemoglobin seviyelerinde ≥1 g/dL artış, %47’sinin ise ≥2 g/dL artış sağladığını göstermektedir. Şiddetli anemi durumunda kan transfüzyonları gerekebilir, ancak bu geçici bir çözüm sunar ve demir birikimi ya da transfüzyon reaksiyonları gibi riskler taşır. Ayrıca beslenme eksiklikleri ve böbrek yetmezliği gibi katkıda bulunan faktörlerin ele alınması, aneminin kapsamlı yönetiminde önemlidir.
Hastalığın nüks etme olasılığını azaltmak için ne yapılabilir?
Multipl miyelomun nüks riskini azaltmak için minimal rezidüel hastalık (MRD) negatifliğine ulaşmak kritik öneme sahiptir; MRD negatif olan hastalarda hastalığın ilerleme veya ölüm riski %82, ölüm riski ise %88 oranında azalmıştır. GSK’nın Blenrep ilacı ile diğer tedavilerin kombinasyonu, relaps veya refrakter multipl miyelom hastalarında ölüm riskini %42 oranında azaltmıştır. Ayrıca lenalidomid gibi idame tedavilerinin kullanımı, progresyonsuz sağkalımı iyileştirerek sürekli tedavi stratejilerinin önemini vurgulamaktadır.
Multipl miyelomun böbrek fonksiyonları üzerindeki etkileri nelerdir?
Multipl miyelom, teşhis sırasında hastaların yaklaşık %20–50’sinde böbrek fonksiyon bozukluğuna neden olur. Bu durum, artan hastalık ve ölüm oranlarıyla ilişkilidir. Ana mekanizma, böbrek tübül hücrelerine doğrudan toksisiteye yol açabilen ve obstrüktif döküntü oluşturabilen monoklonal serbest hafif zincirlerin aşırı üretimidir. Buna ek olarak, hiperkalsemi, dehidrasyon, hiperürisemi ve nefrotoksik ilaçların kullanımı gibi faktörler de böbrek hasarına katkıda bulunur. Erken tanı ve tedavi, böbrek fonksiyon bozukluğunun önemli bir kısmında tersine çevrilmesini sağlayarak hastaların genel sağkalım oranlarını artırabilir.