
Kansızlık (Anemi)
Anemi vücuttaki kırmızı kan hücrelerinin veya hemoglobinin azalması sonucu ortaya çıkan bir durumdur. Bu hastalık vücudun yeterli oksijen taşımasını engeller. Özellikle kadınlar ve çocuklar bu hastalığa daha yatkındır. Buna ek olarak demir eksikliği aneminin en yaygın sebeplerindendir. Ancak böbrek hastalıkları kronik enfeksiyonlar ve genetik bozukluklar da anemiye yol açabilir. Dünya genelinde 1,8 milyardan fazla insan bu hastalıkla karşı karşıyadır. Sonuç olarak demir takviyesi ve altta yatan hastalıkların tedavisi ile anemi yönetilebilir ve iyileştirilebilir.
Tanım | Kanda yeterli sağlıklı kırmızı kan hücrelerinin (eritrosit) veya hemoglobinin bulunmaması durumu. |
Nedenleri | Demir eksikliği: Yetersiz demir alımı veya emilim bozukluğu. B12 vitamini eksikliği: Besinlerden yeterli B12 alınamaması veya emilim sorunu (pernisiyöz anemi). Folik asit eksikliği: Düşük folat alımı veya emilim problemleri. Kronik hastalıklar: Böbrek yetmezliği, kanser, inflamatuar hastalıklar. Kan kaybı: Regl, mide ülseri, bağırsak kanamaları. Genetik faktörler: Orak hücre anemisi, Akdeniz anemisi (talasemi). |
Belirtiler | Halsizlik, soluk cilt, baş dönmesi, nefes darlığı, çarpıntı, soğuk eller ve ayaklar, konsantrasyon güçlüğü, saç dökülmesi. |
Tanı Yöntemleri | Kan testleri (tam kan sayımı, hemoglobin, hematokrit, ferritin, B12 ve folik asit seviyeleri). |
Tedavi Yöntemleri | Demir eksikliği anemisi: Demir takviyeleri, kırmızı et, ıspanak, baklagiller gibi demir açısından zengin besinler. B12 eksikliği anemisi: B12 takviyeleri veya enjeksiyonlar, yumurta, süt ürünleri, balık gibi B12 içeren besinler. Folik asit eksikliği: Folik asit takviyeleri, yeşil yapraklı sebzeler, baklagiller, turunçgiller. Diğer nedenlere bağlı anemiler: Altta yatan hastalığın tedavisi. |
Önleme Yöntemleri | Dengeli beslenme, demir ve B12 vitamini içeren besinlerin tüketimi, düzenli sağlık kontrolleri, kan kaybına neden olabilecek sağlık sorunlarının yönetimi. |
Kimler Risk Altında? | Hamileler, çocuklar, vejetaryen/vegan beslenenler, yaşlılar, kronik hastalığı olanlar, sık kan bağışı yapanlar. |

Doç. Dr. Mahmut Bakır Koyuncu
Mersin doğumlu, YKAL mezunu. 2011 yılında Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesinden mezun olmuştur. İç Hastalıkları anadal ve Hematoloji yandal eğitimlerini Mersin Üniversitesi Tıp Fakültesinde tamamlamıştır. 2008 yılında MD Anderson Cancer Center’da moleküler biyoloji ve genetik alanında çalışmış, 2020 yılında New York Presbyterian Hospital’da kemik iliği nakli ve hücresel tedaviler ünitesinde çalışma imkanı bulmuştur. Türkiye’ye döndükten sonra sırasıyla Mersin Şehir Hastanesi ve Adana Şehir Eğitim ve Araştırma Hastanesinde çalışmıştır. 2022’de Hematoloji alanında Doçent Doktor unvanı almıştır. Temmuz 2023’ten beri Mersin Medical Park Hastanesinde çalışmaktadır.
Anemi Nedir?
Anemi kırmızı kan hücrelerinin azalması ile ortaya çıkan bir durumdur ve genellikle altta yatan bir sağlık sorununun belirtisidir. Bu durumun belirtileri aneminin nedenine ve hastanın genel sağlık durumuna bağlı olarak değişiklik gösterebilir. Örneğin hemoglobin seviyesi düştükçe doku hipoksisi artar ve eritropoietin (EPO) üretimi tetiklenir. EPO böbreklerde üretilen ve kırmızı kan hücrelerinin yapımını uyaran bir hormondur. Anemik bireylerde EPO seviyeleri genellikle yükselir fakat böbrek yetmezliği olan hastalarda bu seviyeler beklenenden düşük olabilir.
Normal hemoglobin değerleri kişiden kişiye değişmekle birlikte genel aralıklar şu şekildedir:
- Erkeklerde: 13.5 ila 18.0 g/dL
- Kadınlarda: 12.0 ila 15.0 g/dL
- Çocuklarda: 11.0 ila 16.0 g/dL
- Gebelikte: Genellikle 10.0 g/dL’den yüksek
Aneminin Nedenleri Nelerdir?
Anemi birçok farklı nedene bağlı olarak ortaya çıkabilir. Aneminin sebepleri hipoproliferatif veya hiperproliferatif anemiler olarak iki ana grupta incelenir. Hipoproliferatif anemilerde vücut yeterince kırmızı kan hücresi üretmez. Bununla birlikte hiperproliferatif anemilerde ise kırmızı kan hücrelerinin üretimi normaldir ancak yıkım oranı artmıştır.
Hipoproliferatif anemiler ortalama korpüsküler hacme (MCV) göre mikrositik, normositik ve makrositik olarak sınıflandırılır:
- Mikrositik Anemi (MCV <80 fL): Demir eksikliği anemisi, kronik hastalık anemisi, talasemi, kurşun zehirlenmesi ve sideroblastik anemi bu grupta yer alır.
- Normositik Anemi (MCV 80-100 fL): Kronik hastalık anemisi, böbrek yetmezliği, aplastik anemi, saf kırmızı hücre aplazisi ve multipl miyelom normositik anemi sebeplerindendir.
- Makrositik Anemi (MCV >100 fL): Alkol kullanımı, karaciğer hastalığı, hipotiroidizm, folat ve B12 vitamini eksiklikleri, myelodisplastik sendrom, refrakter anemi ve bazı ilaçlar makrositik anemiye yol açabilir.
Bunun dışında hemolitik anemiler de önemli bir anemi türüdür. Bu anemi türünde kırmızı kan hücreleri erken parçalanır. Hemolitik anemiler ekstravasküler ve intravasküler olmak üzere ikiye ayrılır:
- Ekstravasküler Hemolitik Anemi: Orak hücre hastalığı, talasemiler ve enzim bozuklukları gibi durumlar bu anemiye yol açar.
- İntravasküler Hemolitik Anemi: Paroksismal noktürnal hemoglobinüri, otoimmün hemolitik anemi, enfeksiyonlar ve yılan ısırıkları gibi nedenlerle gelişebilir.
Anemi Ne Kadar Yaygındır?
Anemi dünya nüfusunun önemli bir kısmını etkileyen yaygın bir sağlık sorunudur. Özellikle yaşlılarda üreme çağındaki kadınlarda ve hamilelerde daha sık görülür. Aneminin yaygınlığı yaşla birlikte artar ve 85 yaş üzeri bireylerde %20’nin üzerine çıkar. Huzurevlerinde yaşayan yaşlılarda ise bu oran %50 ile %60 arasında değişir. Yaşlı bireylerde anemi genellikle beslenme yetersizliği ile ilişkilidir. Özellikle demir, folat ve B12 vitamini eksikliği yaygındır. Aneminin nedenleri arasında şunlar yer alır:
- Demir eksikliği
- Kronik inflamasyon
- Böbrek yetmezliği
Ayrıca 55 yaş üzeri kişilerde yeni başlayan anemi kanserle ilişkilendirilebilir. Anemi riski cinsiyet ve yaşın yanında ırka göre de farklılık gösterir. Özellikle Afrika kökenli Amerikalı bireylerde daha yaygın olarak görülür.
Anemi Sırasında Neler Olur?
Anemi sırasında vücuttaki kırmızı kan hücrelerinin üretiminde ya da yıkımında dengesizlikler görülür. İlk olarak kemik iliğinde üretilen kırmızı kan hücrelerinin dolaşıma yeterince salınmaması veya hızla yıkılması oksijen taşınmasında sorunlara yol açar. Bunun sonucunda vücut dokularına yeterli oksijen ulaşamaz ve hücresel işlevler bozulur.
Anemiye neden olan başlıca mekanizmalar şunlardır:
Artan kırmızı kan hücresi yıkımı
Kan kaybı
- Akut: Kanama, ameliyat, travma, menoraji
- Kronik: Ağır adet kanaması, gastrointestinal kayıplar, idrar yoluyla kayıplar
Hemolitik anemi
- Edinilmiş: İmmün aracılı, enfeksiyon, mikrovasküler sorunlar
- Kalıtsal: Hemoglobin bozuklukları, enzim eksiklikleri
Ayrıca eritropoez yetersizliği nedeniyle mikrositik, normositik veya makrositik anemi türleri gelişebilir.
*En iyi şekilde geri dönüş yapabilmemiz için tüm alanları doldurmanızı öneririz.
Aneminin Belirtileri Nelerdir?
Anemi belirtileri hastanın kan kaybının hızı ve şiddetine bağlı olarak değişiklik gösterebilir. Genellikle hastalar halsizlik yorgunluk ve bitkinlik gibi genel şikayetlerle başvurur. Bununla birlikte huzursuz bacak sendromu ve nefes darlığı gibi belirtiler de görülebilir. Özellikle efor sırasında bayılma hissi yaşanabilir ve şiddetli anemide göğüs ağrısı ile azalmış egzersiz toleransı ortaya çıkabilir.
Aneminin bazı hastalarda belirtileri hafif olabilir ve günlük yaşamda fark edilmeyebilir. Ayrıca bazı hastalarda pika adı verilen yenmeyen maddelere karşı aşırı istek gelişebilir. Hafif seyreden anemi genellikle asemptomatik kalabilir ancak daha ileri evrelerde belirtiler artış gösterebilir.
- Halsizlik
- Yorgunluk
- Bitkinlik
- Huzursuz bacak sendromu
- Nefes darlığı (özellikle efor sırasında)
- Bayılma hissi
- Göğüs ağrısı (şiddetli anemide)
- Azalmış egzersiz toleransı
- Pika (alışılmadık ve yenmeyen maddeler yeme isteği)
Aneminin şiddetli formlarında bu belirtilere ek olarak kalp ve damar sisteminde de sorunlar ortaya çıkabilir. Taşikardi ve sistolik üfürüm görülebilir ayrıca şiddetli anemi vakaları yüksek debili kalp yetmezliğine neden olabilir. Bu nedenle anemi belirtileri hastalığın seyrine ve hastanın genel sağlık durumuna göre çeşitlilik gösterebilir. Tedavi edilmediğinde ise bu belirtiler zamanla kötüleşebilir.
Anemi Nasıl Teşhis Edilir?
Anemi teşhisi hastanın tam kan sayımı (CBC) ile başlar ve ardından anemi türüne göre detaylı incelemeler yapılır. İlk olarak hastanın retikülosit sayısı hesaplanarak hemoliz veya hipoproliferatif anemi belirlenir. Retikülosit sayısı düzeltilerek hemoliz veya akut kan kaybı ile hipoproliferasyon arasında ayrım yapılır. Sonuç >%2 ise hemoliz veya akut kan kaybı < %2 ise hipoproliferasyon düşünülmelidir.
Daha sonra hastanın MCV değerine göre tanıya yönelmek gerekir. MCV 80 fl altında ise aşağıdaki durumlar değerlendirilir:
- Demir eksikliği: Serum demiri düşüktür toplam demir bağlama kapasitesi (TIBC) yüksektir.
- Kurşun zehirlenmesi: Periferik kan yaymasında bazofilik noktalanma ve yüksek kurşun seviyeleri görülür.
- Talasemi: Düşük MCV ile birlikte hedef hücreler ve bazofilik noktalanma izlenir.
- Sideroblastik anemi: Kemik iliğinde halkalı sideroblastlar görülür ve serum demiri yüksek olabilir.
Eğer MCV 90-100 fl arasında ise normositik anemi olasılığı göz önünde bulundurulmalıdır. Böbrek yetmezliği aplastik anemi veya multipl miyelom gibi durumlar incelenmelidir. Hematolojik maligniteler ve diğer hastalıklar için gerekli testler yapılır. Bu süreçte böbrek fonksiyon testleri idrar ve serum elektroforezi gibi yöntemler kullanılır.
MCV 100 fl üzerinde olduğunda ise makrositik anemiye neden olabilecek durumlar değerlendirilir. B12 ve folat seviyeleri ölçülür eksiklikler tespit edilirse homosistein ve metilmalonik asit düzeylerine bakılır. Ayrıca karaciğer fonksiyon testleri ve tiroid fonksiyon testleri de yapılmalıdır. Hipotiroidizm veya karaciğer hastalıkları varsa bu duruma göre teşhis konur.
Son olarak hemolitik aneminin varlığını doğrulamak için düzeltilmiş retikülosit sayımı LDH indirekt bilirubin ve haptoglobin düzeyleri kontrol edilmelidir. Hemolitik anemi tespit edilirse periferik kan yayması ile hücresel bulgular analiz edilir.
Anemi Nasıl Tedavi Edilir?
Anemi tedavisi hastalığın nedenine göre değişiklik gösterir. Öncelikle akut kan kaybına bağlı anemi vakalarında IV sıvılar ve kan transfüzyonları uygulanır. Bu tedavide hemoglobin seviyesi çoğu hastada 7 g/dL’nin üzerine çıkarılmalıdır. Kardiyovasküler hastalığı olan kişilerde ise bu hedef 8 g/dL’nin üzerinde olmalıdır.
Beslenme yetersizliklerine bağlı anemilerde genellikle oral veya intravenöz demir takviyesi yapılır. Oral demir tedavisi sık kullanılan bir yöntemdir ve hastanın tolere edebilmesine bağlı olarak doz ayarlaması yapılır. Eğer hastada gastrointestinal yan etkiler varsa oral demir tedavisi gün aşırı uygulanabilir.
Oral demir tedavisi yan etkileri:
- Metalik tat
- Kabızlık
- Siyah katran benzeri dışkı
Bazı durumlarda hızlı bir hemoglobin artışı gerekiyorsa IV demir tercih edilir. Özellikle tolere edilemeyen yan etkiler yaşayan hastalar için bu yöntem önerilir.
Kemik iliği sorunlarından kaynaklanan anemilerde aplastik anemi gibi vakalar kemik iliği nakli gerektirebilir. Kronik hastalıklarla ilişkili anemilerde böbrek yetmezliği durumunda eritropoietin tedavisi etkili olabilir. Ayrıca otoimmün veya romatolojik hastalıklara bağlı anemiler altta yatan hastalığın tedavisiyle iyileştirilebilir.
Hemolitik anemilerde mekanik valf sorunları veya ilaçlardan kaynaklanan durumlar tedavi edilmelidir. Hemoglobinopatilerde orak hücre anemisi gibi vakalarda kan transfüzyonları ve hidroksiüre tedavisi kullanılabilir.
Detaylı bilgi ve randevu için iletişime geçin!
Aneminin Komplikasyonları Nelerdir?
Anemi tedavi edilmediğinde ciddi komplikasyonlara yol açabilir. Özellikle uzun süre devam eden anemi çoklu organ yetmezliği ve ölüm riskini artırır. Gebe kadınlarda anemi erken doğuma ve düşük doğum ağırlığına neden olabilir. Ayrıca bu durum bebekte anemi riskini de yükseltir. Yaşlı bireylerde anemiye bağlı komplikasyonlar daha yaygındır çünkü birden fazla hastalıkla birlikte görülme olasılığı yüksektir.
Kronik anemi en çok kardiyovasküler sistemi etkiler. Bu nedenle miyokard enfarktüsü kalp yetmezliği ve anjina gibi ciddi kalp sorunlarına yol açabilir. Aynı zamanda aritmi ve kalp büyümesi de gelişebilir. Şiddetli demir eksikliği huzursuz bacak sendromu ve yutma zorluğu gibi problemlerle de ilişkilidir. Genç yaşlarda görülen ağır anemi bilişsel ve gelişimsel gecikmelere neden olarak çocuğun nörolojik gelişimini olumsuz etkiler. Bu komplikasyonlar genellikle tıbbi yönetimle tamamen önlenemeyebilir.
Kansızlık (Anemi) Tedavisi Olanların Yorumları
Doç. Dr. Mahmut Bakır Koyuncu'nun hasta yorumları için Google Maps'e göz atabilirsiniz.
Sıkça Sorulan Sorular
Demir eksikliği anemisinin belirtileri nelerdir?
Demir eksikliği anemisinin belirtileri arasında aşırı yorgunluk, halsizlik, soluk cilt, göğüs ağrısı, hızlı kalp atışı, nefes darlığı, baş ağrısı, baş dönmesi, soğuk eller ve ayaklar, dil iltihabı veya hassasiyeti, kırılgan tırnaklar, buz, toprak veya nişasta gibi besin dışı maddelere karşı aşırı istek ve özellikle bebekler ve çocuklarda iştahsızlık yer alır. Bu belirtiler, hemoglobin üretiminin yetersizliği nedeniyle vücudun dokularına oksijen taşınmasındaki azalmadan kaynaklanır.
Anemiye neden olan kronik hastalıklar hangileridir?
Kronik böbrek hastalığı, kanser, romatoid artrit ve lupus gibi otoimmün hastalıklar, HIV/AIDS ve tüberküloz gibi kronik enfeksiyonlar, Crohn hastalığı ve ülseratif kolit gibi inflamatuar bağırsak hastalıkları ile diğer kronik inflamatuar durumlar anemiye neden olabilir. Bu hastalıklar, inflamasyon kaynaklı demir düzenlenmesindeki bozukluklar, eritropoietin üretiminin azalması ve kırmızı kan hücrelerinin ömrünün kısalması gibi mekanizmalarla anemiye yol açar.
Beslenme yoluyla anemi nasıl önlenebilir?
Anemiyi önlemek için demir açısından zengin yiyecekler tüketin: yağsız kırmızı et, balık, tavuk, baklagiller, güçlendirilmiş tahıllar ve koyu yeşil yapraklı sebzeler. Demir emilimini artırmak için demir içeren gıdalarla birlikte C vitamini açısından zengin meyve ve sebzeler tüketin. Kepek, çay, kahve, kakao ve kalsiyum içeren gıdalar demir emilimini engelleyebilir; bu nedenle bu tür gıdaları demir açısından zengin öğünlerden ayrı tüketmek faydalıdır. Demir takviyesi kullanmayı düşünüyorsanız, bir sağlık uzmanına danışın.
Anemi tedavisinde kullanılan demir preparatlarının yan etkileri nelerdir?
Anemi tedavisinde kullanılan demir takviyeleri genellikle gastrointestinal yan etkilere neden olabilir. En yaygın yan etkiler arasında kabızlık, ishal, mide bulantısı, kusma, mide krampları ve ağızda metalik bir tat hissi yer alır. Bu etkileri azaltmak için demir takviyelerinin yemekle birlikte alınması önerilir, ancak bu durum emilimi azaltabilir. Daha düşük dozla başlayıp kademeli olarak artırmak da etkili bir yöntemdir. Nadir durumlarda kurdeşen, kaşıntı, şişlik ve nefes darlığı gibi alerjik reaksiyonlar görülebilir ve bu durumda acilen doktora başvurulmalıdır. Aşırı demir alımı organ hasarına yol açabilecek toksisiteye neden olabilir; Bu nedenle reçete edilen dozlara kesinlikle uyulmalıdır.
Vitamin eksikliklerine bağlı anemiler nasıl tedavi edilir?
Vitamin eksikliğine bağlı anemiler, eksik olan vitaminin diyet düzenlemeleri ve takviyelerle yerine konulmasıyla tedavi edilir. B12 vitamini eksikliği anemisi için genellikle iki hafta boyunca gün aşırı uygulanan hidroksokobalamin enjeksiyonları yapılır ve semptomlar düzeldikten sonra ömür boyu her iki-üç ayda bir idame dozları verilir. Eğer eksiklik diyetle ilgiliyse, yüksek doz oral B12 vitamini takviyeleri (günlük 1-2 mg) enjeksiyon kadar etkili olabilir, özellikle nörolojik semptomlar ağır değilse. Folat eksikliği anemisi için ise yaklaşık dört ay boyunca günlük folik asit tabletleri reçete edilir ve folat açısından zengin yeşil yapraklı sebzeler, baklagiller ve zenginleştirilmiş tahıllar gibi gıdaların tüketimi artırılır. Altta yatan nedenlerin, örneğin emilim sorunlarının veya diyet yetersizliklerinin ele alınması, nüksün önlenmesi açısından önemlidir. Tedavinin etkinliğini sağlamak ve gerekli ayarlamaları yapmak için kan seviyelerinin düzenli olarak izlenmesi gerekir.